Vergi İnceleme Tutanakları
Dr. Hasan Yalçın, E. Hesap Uzmanı, YMM
Code: Tax. 2021/004/003 LV:22/04/2021
G |
erek mükellefler ve gerekse üçüncü şahıslar
nezdinde sürdürülen incelemeler sırasında tespitinde gerek görülen hususların
yazılı bir metin haline getirilmesine tutanak denilmektedir.[1] VUK’nun 141’nci maddesinde inceleme
tutanaklarına ilişkin düzenlemelere yer verilmiştir. Yine Vergi İnceleme
Yönetmeliği’nin 16’ncı ve 17’nci maddelerinde de vergi incelemelerinde vergi
inceleme elamanlarının alınacak tutanaklarda izlemesi ve uyması gereken
hususlara ilişkin belirlemeler yapılmıştır
Buna göre inceleme esnasında lüzum görülen
hallerde, vergilendirme ile ilgili olaylar ve hesap durumları ayrıca tutanaklar
ile tespit ve tevsik olunabilir. İlgililerin itiraz ve mülahazaları varsa
bunlar da tutanağa geçirilir. Bu suretle düzenlenen tutanakların birer
nüshasının mükellefe veya nezdinde inceleme yapılan kimseye bırakılması
mecburidir. Vergi incelemesi esnasında alınacak tutanaklara yönelik sayısal bir
sınırlama yoktur. İnceleme elemanı gerek gördüğü tespitler için vergi
incelemesinin her aşamasında tutanak düzenleyebilir.
Tutanak taslaklarının mükellefin bilgisine sunulması;
Vergi İnceleme Yönetmeliği’nin 16’ncı maddesinin
2 bendine göre bahsi geçen tutanakların taslakları, mükelleflerin itiraz ve
mülahazalarının tutanağa geçirilebilmesini sağlamak amacıyla, mükelleflerin
talep etmesi durumunda iki gün önceden mükelleflerin bilgisine
sunulacaktır. Mükellef, inceleme elemanının tespitlerini değerlendirecek ve
itiraz ile kendi görüşlerini tutanağa ekleyebilecektir. Tutanağın bir taslağının
gönderilmesi, mükellefin tespitlere vereceği cevapları daha iyi
hazırlayabilmesi açısından da son derece olumludur.[2] Ancak tutanak taslaklarının
incelenmesi için verilen iki günlük süre yetersizdir. Bu sürenin
VUK’nun 14’ncü maddesi uyarınca ve diğer düzenlemelere paralel en az 15
gün olması gerekir. Nitekim literatürde bu uygulama eleştirilere maruz
kalmaya başlamıştır.[3]
Tutanakta yer alması gereken asgari hususlar;
Vergi incelemesi ile ilgili düzenlenecek
tutanaklarda; tutanağın düzenlenme yeri ve tarihi, ilgililerin adı, soyadı ve
ünvanları, vergi kimlik numaraları ile imzaları, vergilendirme ile ilgili
olaylar ve/veya hesap durumları, varsa, ilgililerin itiraz ve mülahazaları ile
ibraz ettikleri özelgeleri, tutanakta belirtilen hususların ilgililer
tarafından okunduğunu ve doğruluğunun anlaşıldığını belirten ifade, nezdinde
inceleme yapılan mükellefe, tutanakta yer alan hususların vergi kanunları
karşısında yapılması muhtemel işlemler bakımından ispatlama vasıtası olduğunun
ve yapılması muhtemel işlemlerin neler olduğunun, tutanağın düzenlenmesinden
önce bildirildiği hususu yer almalıdır.
Yine tutanakta tutanağın taslağının mükellefin
incelemesine sunulduğu hususu da yer almalıdır. Mükelleflerin Rapor
Değerlendirme Komisyonlarında dinlenme talebinin olup olmadığına ilişkin
ifadeler de tutanakta yer alır.
İnceleme tutanakları, vergiyi doğuran olayı ve bu
olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetini saptamaya yönelik olup, inceleme
esnasında bulunan ve delil oluşturacak çeşitli olay ve bilgiler üzerinden
incelemeye muhatap olanların mutabakatını ya da itirazlarını yazılı hale
getirerek, ödenmesi gereken verginin saptanmasında önemli bir ispat vasıtası
olma işlevine sahiptir.[4]. İnceleme sonucunda tespit olunan ve
yapılacak değerlendirmede delil olarak kullanılacak hususlar tutanağa bağlanır.
Taraf durumunda olanlardan alınan yazılı bilgiler gibi esasen bir belgeye bağlı
hususlar hakkında ayrıca tutanak düzenlemeye lüzum yoktur. Ancak bu bilgiler
hakkındaki mükellef beyanı alınmalı ve tutanakla tespit edilmelidir.[5]
Yeterli bir vergi incelemesi için, vergileme ile
ilgili olaylar ve hesap durumları iyi soruşturulmuş ve incelenmiş olması;
eleştirilecek konularla ilgili tespitlerin iyi yapılması; tespit edilen
hususların iyi değerlendirilmesi gerekmektedir. Araştırma ve inceleme sonucunda
bulunan hususlara ilişkin değerlendirme ve tespitlerin eksik yapılması bütün
çalışmaların değerini azaltır ve hatta ortadan kaldırır. [6]
Yorumlama değerlendirme ve nitelendirme yanlış
olduğunda yargıya intikal eden konularda, belli tespitlerden belli sonuçlar
çıkarılması gerekirken çıkarılmadığından tarhiyatlar terkin olabilir. Vergi
inceleme elemanlarının, yetkilerini, imkanlarını kullanarak, yapmaları gereken
tespitler yapılmadığında; vergi mahkemesi, kendisini idarenin yerine koyarak bu
tespitleri yapmayacağından; vergi incelemelerinin tarhiyatın akibeti bakımından
yargı safhası düşünülerek sağlam delillere dayandırılması gerekmektedir.[7] Bu aşamada gözden kaçırılmaması
gereken diğer hususta vergi incelemesinden beklenen amaç doğrultusunda
mükellefin lehine olacak delillerinde tutanakta dikkate alınmasıdır.
Yargıya yansıyan bir çok uyuşmazlıkta verilen
kararlarda bu husus ön plana çıkarılmıştır. Şöyle ki; Danıştay 4. Dairesi
30.01.1978 tarihinde verdiği kararda vergi incelemesinde mükellefin kendi
aleyhine yaptığı hataların bulunan matrah farkından düşülmesi gerektiğini
belirtmiştir.[8] Yine aynı Daire’nin 23.02.1982
tarihli kararında vergi incelemesi sırasında mükellefin lehine ve aleyhine olan
durumların göz önüne alınmasının[9] 22.03.1982 tarihli kararında ise
vergi incelemesi sırasında mükellefin kendi aleyhine yaptığı maddi hatanın göz
önüne alınarak matrah farkı bulunması gerektiğinin altı çizilmiştir.[10]
‘’Yeterli bir vergi incelemesi için, vergileme
ile ilgili olaylar ve hesap durumları iyi soruşturulmuş ve incelenmiş olması;
eleştirilecek konularla ilgili tespitlerin iyi yapılması; tespit edilen
hususların iyi değerlendirilmesi gerekmektedir. Araştırma ve inceleme sonucunda
bulunan hususlara ilişkin değerlendirme ve tespitlerin eksik yapılması bütün
çalışmaların değerini azaltır ve hatta ortadan kaldırır.’’ (Özbalcı, Y.
(2008) Vergi Usul Kanunu Yorum ve Açıklamalar, Ankara,s.436)
Tutanaklarda mükellef beyanları;
İnceleme tutanaklarında mükelleften ikrar
mahiyetinde alınan açıklamalar diğer bulgularla desteklenmediği sürece her
zaman yargı organlarında aksi savunularak, kanıtlanarak çürütülmesi mümkündür.
Buna karşın bu beyanların ekonomik gerçeklere uygun olması ve yan bulgularla
desteklenmesi halinde tarhiyatların terkin olasılığı azalacaktır.[11] Bununla birlikte Danıştay’ın konuya
ilişkin farklı yönlerde kararları vardır. Şöyle ki Danıştay 3’ncü Dairesi
07.12.1988 tarihinde verdiği kararda ‘bir kişinin kendi aleyhine beyanda
bulunulması düşünülmeyeceği gerekçesi ile yükümlü ifadesinin matrah hesabına esas
alınması kabul edilirken [12] Danıştay Vergi Dava Daireleri Genel
Kurulu vergi incelemesinin amacının, ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunun
araştırılıp tespit edilmesi olduğu bu nedenle tarhiyatın salt yükümlü ifadesine
dayandırılamayacağına karar vermiştir.[13]
Tutanakta yorum yapılmaması gerektiği hususu;
Vergi incelemesi sırasında VUK’un 141. maddesi
hükmü çerçevesinde düzenlenecek tutanaklarda inceleme elemanlarının savları ve
yorumları değil, inceledikleri konuya ilişkin defter ve belgeler üzerinden
yaptıkları tespitler ve bulguların yer alması gerekir. Tutanaklarda özellikle
inceleme elemanlarının herhangi bir yorum ve düşünce açıklamasına yer verilmez. [14] İncelemeyi yapanın kanaatini
belirten yorum, hüküm ve ifadeler yer almaz. Düzenlenen tutanakların birer
nüshasının tutanakları imza edenlere verilmesi zorunludur. Tutanakta yer alan
hususların vergi kanunları karşısında yapılması muhtemel işlemler bakımından
ispatlama vasıtası olduğu ve yapılması muhtemel işlemlerin neler olduğu
mükellefe izah edilir.
Mükellefin itirazları;
Mükellefin tespitlere yönelik itirazları varsa bu
hususlara tutanak içinde yer verilir. Vergi yükümlüsü tarafından çekincesiz
imza edilen tutanaklar kanıt oluşturmaktadır ve vergi yükümlüsünün vergi inceleme
bulgularının doğruluğunu kabul ettiği anlamını taşımaktadır. [15]Danıştay 4’ncü Dairesi 15.10.1978 tarihli
kararında "Mükellefin düzenlenen tutanağı ihtirazi kayıt ileri sürmeksizin
imzalaması ve okumadan imzaladığına ilişkin iddiasını da kanıtlayamaması
halinde, bu durum servet artışının açıklanma nedeni olarak kabul edilemez."[16] demek suretiyle tutanağın delil
niteliğine vurgu yapmaktadır. Ayrıca yine Danıştay 4. Dairesi, 16.03.1982
tarihli kararında "İnceleme tutanağında, mükellefin itiraz ve
mülahazalarına yer verilmemesi halinde bu hususlar yargı mercilerinde
belirtileceğinden, sırf bu nedenle tutanağın imzalanmaması, vergi inceleme
raporunun düzenlenmesi ve tarhiyat yapılmasını engellemez" şeklinde karar
vermiştir.[17]
Bunun yanı sıra mükelleflerin itiraz etmeksizin
imzaladıkları tutanaklara karşı daha sonra yargı aşamasında aksi görüş
savundukları ve yargının bunu kabul ettiği örneklere de rastlamaktayız. Şöyle
ki; Danıştay 4. Dairesi , 15.04.1982 tarihinde "İnceleme tutanağında beyan
edilip imzalanan fire oranının aksi resmi belgelerle kanıtlanabiliyorsa,
tutanaktaki ifadeye itibar edilemez" şeklinde karar vermiştir.[18] Ayrıca literatürde vergi inceleme
tutanaklarına yargıç önünde alınmış ifade gibi hukuki bir değer atfedilmemesi
gerektiğini savunan görüşlerde bulunmaktadır. [19]
Mükellefin tutanağı imzalamaması durumu;
Vergi incelemesi yapmaya yetkili olanlar,
ilgilileri tutanakları imzalamaları için zorlayamazlar. İlgililer tutanakları
imzalamaktan çekindikleri takdirde tutanakta bahis konusu edilen olaylar ve
hesap durumlarını ihtiva eden defter ve belgeler, nezdinde inceleme yapılandan
rızasına bakılmaksızın alınır ve inceleme neticesinde tarh edilen vergiler ve
kesilen cezalar kesinleşinceye kadar geri verilmez. İlgililer her zaman bu
tutanakları imzalayarak defter ve belgeleri geri alabilirler. Suç delili olan
defter ve belgeler mükellefin rızasına bakılmaksızın alıkonulur. Alıkonulan
defter ve belgeler yazı ile mükellefin bağlı bulunduğu vergi dairesine
gönderilerek muhafazası sağlanır. Vergi dairesi, kendisine gönderilen defter ve
belgelerin muhafazası için gerekli tedbirleri alır.
İnceleme sırasında ya da inceleme sonunda
düzenlenen tutanakların nezdinde inceleme yapılan veya yetkilisi tarafından
imzalanmamış olması vergilendirmenin kaldırılmasını gerektiren bir durum
değildir. 12.02.2010 tarihinde Danıştay Dava Daireleri Kurulu tarafından
verilen kararda tutanakların imzalanması için ilgililere tebliğle imzaya davet
edilmesi de gerekmediği belirtilmiştir. Ancak uygulamada inceleme elemanları
yaygın olarak inceleme tutanağı imzalamaya gelmeyen mükellef için yazılı davet
çıkarmaktadır. [20]
Tutanak ve yoklama fişi ayrımı ;
İnceleme amacıyla alınan tutanaklar yoklama
fişlerinden de farklıdır. Yoklama fişlerinde bulunması gerekli hususların
inceleme tutanağında bulunması zorunlu değildir.
Nitekim Danıştay Dava Daireleri Kurulu’nun
05.11.2010 Tarihli kararı bu görüşü desteklemektedir. Söz konusu kararın özeti
aşağıdaki gibidir.
‘‘İnceleme sırasında vergi inceleme yapmaya
yetkili olanlarca düzenlenen tutanaklar, VUK’un 127’nci maddesinde,
mükellefleri ve mükellefiyetle ilgili mevzu ve kayıtları araştırmak ve tespit
etmek amacıyla düzenlenen yoklama tutanaklarından değildir. Bu nedenle,
inceleme sırasında düzenlenen tutanağın nezdinde inceleme yapılan tarafından
imzalanmasından kaçınılması halinde aynı Yasanın 131’nci maddesine göre polis,
jandarma muhtar veya ihtiyar meclisi üyelerinden birine imzalatılması
gerekmemektedir. İnceleme tutanaklarını imzalamaktan kaçınmanın yaptırımı,
inceleme yapılanın defter ve belgelerinin rızasına bakılmaksızın alınması ve
tutanak imzalandığı takdirde yahut vergilendirmenin kesinleşmesinden sonra
mükellefe iade edilmesidir.’[21]
Türkçe bilmeyen kişiler nezdinde yapılan
incelemeler ya da inceleme esnasında Türkçe bilmeyen kişilerden tutanak
alınması durumu özellik arz etmektedir. Bu durumda Türkçe bilmeyen kişiler
nezdinde düzenlenen tutanaklar için idarece temin edilen Yeminli Tercümanın
hazır bulundurulup Tutanağa imzasının alınması doğru olacaktır. Aksi hallerde
ortaya ağır hukuka aykırılıklar çıkabilecektir.[22] Bu eksiklik inceleme sonucu yazılan
raporların geçerliliğini tartışmaya açabilecektir.
İnceleme süresince mükellefle birlikte tespit
edilen hususlar ile bu tespitlere ilişkin mükellef ifade ve beyanlarının
birlikte imza altına alındığı inceleme tutanağı çok önemlidir. İnceleme
tutanağı vergi inceleme elemanı için raporun dayanağı, mükellef için de kendi
haklılığının, savunmalarının dayanağıdır.
[1] Seviğ, V. (1985),
Vergi İncelemesi, İktisat ve Maliye, Cilt: XXXII, S.3, s. 93
[2] Armağan, A. (2017)
Vergi İncelemelerinde Uyulacak Usul ve Esaslar Hakkındaki Önemli Değişiklikler
(E-Yaklaşım) , Yaklaşım, Sayı 290
[3] ‘İlk bakışta çok
olumlu görünen bu düzenleme Anayasa ve vergi kanunlarında yer alan düzenlemeler
birlikte değerlendirildiğinde içerisinde bir takım hak kayıpları
barındırmaktadır. Nitekim Yönetmelik düzenlemesi ile getirilen iki gün önceden
tutanak taslağını inceleme hakkının kanuni düzenlemeler dikkate alındığında 15
gün önceden aşağı olmayacak şekilde vergi incelemesine yetkili olanlarca tayin
edilecek süreden önce tutanak taslağının incelenmesi şeklinde revize edilmesi
gerekmektedir. Bu şekilde yapılacak bir düzeltme söz konusu düzenlemeyle vergi
idaresinin amaçladığı “mükellef haklarının arttırılması” uygulamasının gerçek
ve tam anlamıyla sağlanmasına katkı sağlayacaktır. ‘(Gündüz, N.(2017), Vergi
İnceleme Tutanaklarına İlişkin Taslakların Mükelleflere İki Gün Önceden
Verilmesi Bir Hakkın Verilmesi Değil Bir Hakkın
Sınırlandırılmasıdır Yaklaşım Vol: 291)
[4] Denetim İlke ve
Esasları, HUD Yayınları, 5.Baskı İstanbul 2013, s.111
[5] Özbalcı, Y.
(2008) Vergi Usul Kanunu Yorum ve Açıklamaları, Oluş Yayıncılık,
Ankara, s.437
[6] Özbalcı,Y.
(2008) s.436
[7] Şeker N.(1994)
s.413-420
[8] Danıştay
4.Daire 30.01.1978 tarih ve E.1977/2529 K.1978/233 sayılı Kararı
[9] Danıştay
4.Daire 23.02.1982 tarih ve E.1982/366 K.1982/203 sayılı Kararı
[10] Danıştay
4.Daire 22.03.1982 tarih ve E.1981/1594 K.1982/752 sayılı Kararı
[11] Seviğ,
V.(1985), Vergi İncelemesi, İktisat –Maliye , , c.32, s.95
[12] Danıştay 3’ncü
Daire 07.121988 Tarih Esas 2610/2943 sayılı Karar
[13] Danıştay
VDDGKK, 20.03.1987 Tarih ve 2/7 sayılı Karar
[14]Erol, A. & Elmas
N. (2014) Vergi İncelemesi Sürecinde Yaklaşım, Sayı: 263
[15] Özel, S.(2007),
Vergi İnceleme Raporu Ve Hukuki Niteliği, Yaklaşım, Sayı 171
[16] Danıştay. 4.
Dairesi, 15.10.1978 tarih ve E. 1977/3117, K. 1978/2935 sayılı Kararı.
[17] Danıştay 4.
Dairesi, 16.03.1982 tarih ve E. 1980/3704, K. 1982/362 sayılı Kararı
[18] Danıştay 4.
Dairesi 'nin, 15.04.1982 tarih ve E. 1982/1211, K.1982/1449 Kararı.
[19] ‘İnceleme
tutanakları Tanrı emri ya da Mahkeme kesin hükmü değildir. Bunlara bir yargıç
önünde alınmış ifade gibi hukuki bir değer atfedilmesi mümkün bulunmamaktadır….Bu
bilgiler ışığında, mükellef "ben fatura kesmedim, ... TL vergi
kaçırdım." Şeklinde bir ifade de bulunsa dahi, inceleme elemanının görevi
bunun doğruluğunu araştırmaktır. Çünkü amaç sadece vergi almak değil, doğru
vergiyi almak bunu tespit etmek ve sağlamaktır.’ (Şentürk ,A. (2009) ,Bir
Hukuka Uygunluk Sorunu: Vergi İnceleme Tutanakları Üzerinden İfade-Beyan Ve
İkrar Kavramlarının İrdelenmesi, Lebib Yalkın, , Sayı: 77)
[20] Danıştay Dava
Daireleri Genel Kurulu’nun 12.02.2010 Tarih ve Esas No:2009/184 Karar
No:2010/56 Kararı
[21] Danıştay Dava
Daireleri Genel Kurulu’nun 05.11.2010 Tarih ve Esas No: 2010/496 Karar
No:2010/496 Karar (Özyer M.A. (2018) s.329)
[22] Şentürk (2019)
s.14