Markanın Farklı Kavramlar İçin Kullanılması
Dr. Hasan Yalçın, E. Hesap Uzmanı, YMM
(Bu yazı yazarın izni ile yazarın Marka Değerlemesi adlı eserinden aynen alınmıştır.)
Bir markanın ne olduğuna dair basit bir tanım yoktur, ancak merkezde onun sadece bir ürünü etiketlemenin bir yolu değil, ekonomik bir varlık olduğu kavramı vardır. Markalar, isimlerden veya ticari markalardan çok daha fazlasıdır. [1] Marka, çeşitli bağlamlarda ve koşullarda farklı kavramlara atıfta bulunmak için de kullanılır.[2] Bu kapsamda anılan kavramların deteylandırılması bir ihtiyaç olarak ortaya çıkmaktadır. Markanın ilk vurgulanacak kullanımı bir isim, logo ve diğer ilişkili görsel unsurlar için yapılan tanımlamasıdır. Bu, yaklaşım ve tanımlama bir şirketin ürün ve hizmetlerini diğerinden ayırmak için kullanılabilecek yasal olarak korunabilir sözlü ve görsel unsurlara odaklandığı için en spesifik tanımdır. Bu tanımda kullanılan temel yasal unsurlar ticari isimler, logolar ve ticari sembollerdir. Bu tanıma dayalı değerlemelere trademark (ticari marka ) değerlemeleri de denir.[3] Ticari markalar, bir mal veya hizmeti ayırt etmek ve tüketici talebini artırmak için kullanılan adlar, renkler, şekiller, kelimeler veya semboller gibi yasal olarak korunan görsel unsurlardan oluşur. Bir ticari marka veya ticari ad, genellikle, mahkemede savunulabilecek, yasal olarak tanımlanmış bir mülkiyet hakları demeti olarak kabul edilir. Bir marka adının ticari marka olarak tescili, o markanın sahibine, bu adın başkası tarafından kullanılması durumunda yasal başvuru hakkı tanır.
Ekonomik açıdan incelendiğinde
ise marka daha geniş bir kavramdır ve belirli bir kimliğe bağlı olan ve markayı
kontrol eden kuruluş için gelecekteki ekonomik faydalarla ilişkili olduğu
algılanan bir dizi özellikten oluşur. Bir marka, bir ticari marka ile sınırlı
değildir, aynı zamanda formüllere, tariflere veya ticari takdim şekline de
atıfta bulunur ve birbiriyle ilişkili varlıkların tutarlı bir havuzu olarak
görülebilir. "Ticari marka" terimi
yasal bir kökene sahiptir, oysa "marka" terimi, pazarlama ve finansta,
genellikle diğer fikri mülkiyet haklarıyla ilişkili bir ticari markadan oluşan
daha büyük bir paketi belirtmek için kullanılır.[4]
"Marka" terimi, ticari karar alıcılarla ilgilidir, oysa "ticari
marka" teriminin kullanımı mahkemelerle ilgilidir.
Marka kavramının karşılığı
olarak ‘brand’ marka ve ‘trademark’ kavramları çoğu zaman
eşanlamlı kullanılsa bile birbirinden farklıdır. Brand kelimesi trademark
kavramını da içine alan daha geniş bir kavramdır. Her trademark bir branddir.
Ancak her brand bir trademark değildir. Bir brand patent ve marka ofisine
kaydedildiği anda trademark niteliğini kazanır. Trademark yasalarla koruma
kalkanı sağlar.[5]
Güçlü ve bilinen bütün brandler trademarkdır. Değerleme açısından, bu varlık havuzunu ve bir bütün
olarak değerlemesini ifade etmek için “marka” terimini kullanacağız. Bu yönü ile bu eserde anlam
kargaşası yaratmaması ve bir çok eserde aynı anlamlarda kullanılması nedeniyle
brand ve trademark kavramları için tek kavram olarak marka kavramı
kullanılacaktır. Marka, ticaret unvanı ve işletme adından farklıdır. Marka
taciri ve ticari işletmesini değil, işletmenin mal ve hizmetlerini
benzerlerinden ayırt etmeye yarayan işarettir.[6]
İkinci
tanımlama ise
birinci tanımlamaya ilave olarak,ürün
tasarım hakları, ticari takdim, paketleme, ilgili logolar, alan adları
tanımlayıcılar, sesler, renkler, kokular vb. telif hakları gibi ilgili fikri
mülkiyet hakları dahil olmak üzere daha geniş bir unsuru kapsamaktadır. Bu
tanımlama örneklendirilirse, Guinness’in değerlemesi bu kapsamda yalnızca adı
ve logosu ile ilgili değil aynı zamanda kullandığı yöntem ve tekniklerde
dikkate alınarak yapılmalıdır. Bu bütünsel vizyon, bir markanın logo ve ilgili
görsel unsurları aşan bir deneyim olduğu fikrini yansıtır. Genellikle pazarlama
odaklı marka değerlemelerinde uygulanır. Ancak, UMS[7]
benzer faydalı ömürlere sahip olduklarında veya gerçeğe uygun değerleri
güvenilir bir şekilde ölçülemediklerinde elde edilen maddi olmayan varlıkların
bir araya getirilmesine izin verdiğinden, bu değerleme muhasebe amaçları için
de geçerli olabilir. Bu durumda, ticari markayı ve ilgili maddi olmayan
varlıkları tek bir grupta marka çatısı altında birleştirmek olası olacaktır.
Üçüncü
tanımlama ise
bütünsel bir şirket veya örgüt markası noktasındadır. Bu yaklaşımda marka
terimi genellikle o marka altında faaliyet gösteren iş birimlerini ifade etmek
için de kullanılır. Örneğin, Unilever 1600 markaya sahip olduğunu ve bu sayıyı
400'e düşürmeyi istediğini belirtiğinde, bu kurumsal iş portföyünde 1600 ayrı markalı
işletmeye sahip olduğu ve 1200 temel olmayan markayı değerleyerek boşa
çıkartmak istediği anlamına gelir. Bu tanımda hem sözlü hem de görsel
unsurların yanı sıra ilgili fikri mülkiyet hakları ve şirketin farklılaşması ve
değer yaratımı için temel oluşturan şirket kültürü, personeli ve programları
dikkate alınmaktadır. Ortak olarak değerlendirildiğinde, tüketiciler,
tedarikçiler ve personel ile yakın ilişkiler kurmak için zemin hazırlarlar ve
oldukça spesifik bir değer önermesini temsil ederler. Bu kavram ve tanımlama
literatürde “markalı iş’’ (branded
business ) olarak dikkate alınmaktadır.[8]
[2] Haigh &Knowles, (2004)
[3] Salinas (2009) s.3
[4] Haigh ve Knowles, 2004
[5] https://www.differencebetween.com/difference-between-brand-and-vs-trademark/ Erişim 27.06.2020
[6] Ardıç, P. Y. (2003) Ticaret Hukuku -1, Medya Akademi Yayınevi, Ankara , s.105.
[7] Uluslararası Muhasebe Standartları/ Türkiye Muhasebe Standartları 38, Paragraf 7
[8] Salinas (2009) s.3