Defter Değeri Çarpanları (Fiyat/Defter Değeri (P/BV))
Dr.Hasan Yalçın, YMM, E.Hesap Uzmanı
Bu yazı yazarın izni ile yazarın Şirket Değerlemesi (Teori
ve Uygulama) adlı eserinden aynen alınmıştır.
Muhasebesel bir tahmin olan
defter değeri muhasebe kuralları ile belirlenmektedir ve varlıklar için ödenmiş
olan orijinal fiyatlardan ve bu satın almalardan itibaren gerçekleştirilen
amortisman gibi muhasebesel uyarlamalardan ciddi şekilde etkilenmektedir.
Yatırımcılar bir hisse senedinin ne kadar değerlendiğinin ya da
değersizleştiğinin bir ölçüsü olarak sıklıkla bir hisse senedi için ödedikleri
fiyat ile öz sermayenin defter değeri arasındaki ilişkiye bakarlar.[1] Ortaya
çıkan defter değeri oranı yine büyüme potansiyeline ve her bir yatırımın
kalitesine bağımlı olarak sektörlere göre büyük değişiklikler
gösterebilmektedir. İşler değerlenirken, bu oran, şirketin piyasa değerini ya
da girişim değerini ve tüm varlıkların ya da sermayenin defter değerini
kullanarak tahmin edilmektedir.
Defter değerinin, varlıkların
gerçek değerlerini ölçmek bağlamında iyi bir ölçü olmadığına inananlar için
alternatif bir yol varlıkların maliyetlerinin yerine koyma maliyetlerini kullanmaktır.
Şirketin yerine koyma maliyetinin piyasa değerinin oranına Tobin’s Q adı
verilmektedir.[2]
Fiyat/Defter
Değeri (P/BV)
Fiyat ve defter değeri
arasındaki ilişki yatırımcıların her zaman ilgisini çekmiştir. Fiyat/defter
değeri (Price to book ratio – P/BV) oranı bu ilişkiyi ortaya koymaya çalışan ve
şirkete yapılan yatırımların bugünkü değerleri ile maliyetlerini karşılaştıran
bir öz sermaye çarpandır.[3]
Merrill Lynch’in 2007 yılında yayınladığı bir rapora göre P/BV oranının kullanım yaygınlığı 1989 ile 2005 yılları arasında P/E oranının kullanım yaygınlığından çok az bir farkla geride kalmış fakat 2006 yılında bu iki çarpan kullanım yaygınlığı arasındaki fark tamamen kapanmış ve ikisi popülerlikte eşit duruma gelmiştir.[4]
P/BV oranı, büyüme potansiyeli
ve her bir sektördeki yatırımın niteliğine bağlı olarak sektörler arasında
önemli farklılıklar gösterebilmektedir.[5]
Bir şirketin öz sermayesinin
piyasa değeri, genellikle piyasanın ilgili şirketin gelecekteki karlılığı ve
nakit akımlarına yönelik beklentisini yansıtmaktadır. Bir şirketin piyasa
değeri, şirketin çıkarılmış sermayesini temsil eden toplam hisse senedi adedi
ile piyasa fiyatının çarpılması sonucunda elde edilir. Öz sermayenin defter
değeri, varlıkların defter değeri ile borçların defter değerinin arasındaki
farktır, büyük ölçüde muhasebe kurallarının belirlediği bir sayıdır.[6]
Öz sermayenin defter değerinden
daha düşük fiyata satılan hisse senetleri genellikle düşük değerlenmiş olarak
görülürken, defter değerinden daha yüksek fiyata satılan hisse senetleri ise
yüksek değerlenmiş biçiminde yorumlanmaktadır.
Yatırımcıların P/BV değeri
oranını yatırım analizlerinde yararlı bulmalarının çeşitli nedenleri bulunmaktadır.
Bunların ilki defter değerinin, piyasa fiyatıyla karşılaştırıldığında göreceli
olarak sabit bir değer ölçüsü sunuyor olmasıdır.[7]
İçgüdüsel olarak değerin indirgenmiş nakit akımı ile tahmin edilmesine
güvenmeyen yatırımcılar için defter değeri karşılaştırma yapmak için çok daha
basit bir keteriz noktasıdır. İkinci olarak şirketler arasındaki muhasebe
standartları tutarlı olduğunda, P/BV oranları, benzer şirketler arasında,
şirketlerin düşük mü yoksa yüksek mi değerlendiklerine ilişkin karşılaştırılabilmesidir.
P/BV oranının bir başka avantajı şirketlerin entelektüel sermaye oranını da hesaba katıyor olmasıdır.[8] Bir başka avantaj olarak ise, P/E oranları ile değerlenemeyen negatif kazançlı şirketlerin bile P/BV oranları aracılığıyla değerlenmeye elverişli olması sayılabilir.[9] Zira hisse başına kazançlar sıfır ya da negatif olabilse de, defter değerinin negatif olduğu durumlar çok çok nadirdir.[10] Ayrıca faaliyetlerini sürdürmeyi bırakan bir şirket de P/BV oranı aracılığıyla değerlenebilmektedir.[11]
Bununla birlikte P/BV oranının
kullanılmasının çeşitli dezavantajları da bulunmaktadır. Bu dezavantajların
ilki kazançlar gibi defter değerlerinin de amortisman ve diğer değişkenler
üzerine verilen muhasebesel kararlardan etkileniyor olmasıdır. Muhasebe standartları
şirketten şirkete geniş ölçüde değişiyorken, P/BV oranları karşılaştırma yapmak
için pek uygun olmayabilir. Yine benzer bir önerme farklı muhasebe standartları
olan ülkeler arasında P/BV oranlarının karşılaştırılmaları için yapılabilir.[12]
İkinci olarak önemli bir duran
varlığı olmayan hizmet ve teknoloji şirketleri için defter değeri çok bir anlam
taşımamaktadır. Üçüncü olarak eğer bir şirketin bir süredir devam eden negatif
kazançlar raporları bulunuyorsa ve bu durum söz konusu şirketi negatif bir P/BV
oranına sürüklüyorsa, öz sermayenin defter değeri negatif olabilmektedir.[13] Bu
çarpanın bir başka dezavantajı ise şirketin hisse geri alımlarında ya da ihraç
edişlerinde tarihsel karşılaştırma olanağı zarar görmektedir.[14] P/BV
oranının son dezavantajı olarak değerlediği şirketin faaliyetlerini sürdürmekte
olduğunu ve gelecekte nakit akımı yaratacağını dikkate almaması şeklinde not
edilebilir.[15]
P/BV oranı, bir şirketin
piyasada dolaşımda bulunan hisse senetlerinin piyasa değerlerinin defter
değerine oranlanması yoluyla hesaplanmaktadır.[16]
Hisse başına defter değerinin, hisse başına tasfiye değerine eşit olduğunu düşünülebilir ancak bu eşitliğin gerçekleştiği durumlar oldukça azdır. Zira tasfiye maliyetleri dikkate alındığında şirket varlıkları defter değerlerinin altında bir fiyata satılabildikleri gibi bazı özel durumlarda özellikle de bina ve araziler gibi gayrimenkullerden oluşan şirket varlıkları defter değerlerinin çok üzerindeki fiyatlara elden çıkarılmaktadır. Bu nedenlerden ötürü de defter değeri ile tasfiye değeri arasında pek çok durumda önemli farklılıklar meydana gelmektedir.[17]
Bu oran özellikle sabit duran
varlıkları yüksek olan sektörlerle finansal hizmet sektöründe sıkça
kullanılmaktadır.[18] Birçok
bankanın varlıkları bono ve ticari krediler gibi gerçek değerleri defter
değerlerine eşit varlıklardan oluştuğu için, bir bankanın defter değeri
genellikle gerçek değerin iyi bir göstergesi olmaktadır.[19] Bu
durum da P/BV oranının bu gibi işletmelerde başarılı değerlemeler yapmasına
olanak tanımaktadır. Yine bu oran ya da tersi olan defter değeri/fiyat oranı,
sermaye piyasaları gelişkin olan ülkelerde genellikle piyasada alınıp
satılmayan hisse senetlerinin olması gereken fiyatlarını tahmin etmek için de
kullanılmaktadır.[20]
İstikrarlı bir şirketin fiyat/defter değeri oranı, öz sermayenin getirisi ile sermaye maliyeti arasındaki farklılık tarafından belirlenmektedir. Öz sermayenin getirisinin, öz sermayenin maliyetini aştığı durumlarda, fiyat, öz sermayenin defter değerini aşacaktır.[21] Öz sermaye getirisinin öz sermayenin maliyetinin altında kaldığı durumlarda ise, fiyat, özsermayenin defter değerinin altında kalacaktır. Bu formülasyonun avantajı, temettü ödemeyen özel şirketlerin P/BV oranlarını tahmin etmek için kullanılabilmesidir.[22]
Tüm
bir piyasa için P/BV oranları, bireysel bir şirketin P/BV oranlarını belirleyen
aynı değişkenler tarafından belirlenmektedir. Diğer her şey aynı kaldığında,
bir piyasanın fiyat/defter değeri oranının, o piyasadaki şirketler tarafından
kazanılan öz sermaye getirisinin kar oranlarının (ROE-öz sermaye maliyeti)
artmasıyla birlikte yükselmesi beklenir. Doğal olarak şirketler tarafından
kazanılan öz sermaye getirisinin kar oranı düştükçe, o piyasanın P/BV oranının
da düşmesi beklenmektedir.[23]
·
Bir
Sektördeki Şirketler Arasındaki Karşılaştırmalar
Şirketler
arasındaki P/BV oranları
farklı beklenen büyüme, farklı ödeme oranları, farklı risk seviyeleri ve en
önemlisi farklı öz sermaye getirileri gibi bir dizi nedenden ötürü çeşitlilik
göstermektedir. Uygulamada P/BV’nin
şirketlerin
farklı muhasebeleştirme standartlarını kullanabiliyor olması, şirketlerin
birbirleriyle karşılaştırılmasını engellemektedir.[24] Bu
farklılıkları göz önünde bulundurmayan P/BV
oranı
karşılaştırmaları kusurlu olacaktır.
Bir
şirket için P/BV oranlarını tahmin etmek için kullanılan en yaygın yaklaşım,
bir karşılaştırılabilir şirketler gurubu seçmek, bu grubun ortalama P/BV
oranını hesaplamak ve P/BV oranı hesaplanacak şirketin oranını için bu
ortalamayı temel almaktır. Değerlemesi gerçekleştirilen şirket ile
karşılaştırılabilir gurubun temelleri arasındaki farklılıkların yansıtılması
için yapılan uyarlamalar genellikle öznel şekilde yapılır. Bu yaklaşımın
çeşitli sorunları vardır. İlk olarak karşılaştırılabilir şirketin tanımı özünde
öznel bir tanımlamadır. Sektördeki diğer şirketlerin bir kontrol gurubu olarak
kullanılması genellikle toptan bir çözüm değildir zira aynı sektördeki
şirketlerin pek çok farklı karışımı, riski ve büyüme profilleri olabilmektedir.
Aynı
zamanda burada önyargılar için de oldukça yeterli bir potansiyel bulunmaktadır.
İkinci olarak, geçerli bir karşılaştırılabilir şirketler gurubu inşa edilmiş
olsa bile, değerlemesi yapılan şirket ile bu gurup arasındaki temel
farklılıklar sürmeye devam edecektir. Farklılıkları öznel bir şekilde uyarlamak
bu soruna tatmin edici bir çözüm sağlamamaktadır.[25]
· Şirketlerin Piyasa Çerçevesinde Karşılaştırılması
P/BV
büyüme potansiyeli ve her bir sektördeki yatırımın niteliğine bağlı olarak
sektörler arasında önemli farklılıklar gösterebilmektedir.[26]
Bireysel şirketlerde P/BV oranlarını öngörmek için, karşılaştırılabilir şirket
yaklaşımının aksine, şirketlerin tüm piyasa boyunca nasıl fiyatlandığına
bakılmaktadır. Bu bilgiyi özetlemenin en basit yolu çoklu regresyon
kullanmaktır.[27]
·
Bir
Şirketin Fiyat/Defter Değeri Oranını Zamanlar Arasında Karşılaştırılması
Bir
şirketin özsermaye getirisi zaman içerisinde değiştiğinden, P/BV oranının da
zaman içerisinde değişmesi beklenir. Özellikle özsermaye getirisini arttıran
şirketler P/BV oranlarını da arttırmalıdırlar ve özsermaye getirilerin
gerilediğini gören şirketler de P/BV oranlarında bir düşüş görmelidirler.[28]
[1] Tabara, N. & Vasiliu, A. (2011) s.109
[2] Damodaran, A. (2010) s.93
[3] Chambers, N. (2005), s.196
[4] Pinto, J.E. & Henry, H.R. &
Thomas, R. (2010) s.295
[5] Gürbüz, A.O. & Ergincan, Y. (2008), s.175
[6] Sipahi, B. & Yanık, S. & Aytürk,
Y. (2011), s.106
[7] Ercan, M.K. & Öztürk, M.B. &
Küçükkaplan, İ. & Başcı, E.S. & Demirgüneş, K. (2006),s.62
[8] Öztürk, H. (2009), s.116
[9] Pinto, J.E. & Henry, H.R. &
Thomas, R. (2010) s.295
[10] Damodaran, A. (2002), s.511
[11] Martin, T.A. (1998) “Traditional Equity Valuation Methods”, Equity Research and Valuation
Techniques, AIMR, Charlottesville, s.22
[12] Moyer, R.C. & McGuigan, J.R. &
Kretlow, W.J. (1992) Contemporary
Financial Management, West Publishing Co., Saint Paul, s.274
[13] Damodaran, A. (2002), s.511, 512
[14] Pinto, J.E. & Henry, H.R. &
Thomas, R. (2010) s.296
[15] Chambers, N. (2005) s.198
[16] Demir, Y. (2001) “Hisse Senedi Fiyatını
Etkileyen İşletme Düzeyindeki Faktörler ve Mali Sektör Üzerine İMKB’de Bir
Uygulama”, Süleyman Demirel Üniversitesi
İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, Vol.6 (2), s.119
[17] Van Horne, J.J. & Machowicz, J.M.
(1998) Fundamentals of Financial
Management, Prentice-Hall International, New Jersey, s.547
[18] Öztürk, H. (2009) , s.116
[19] Sipahi, B. & Yanık, S. & Aytürk,
Y. (2011) , s.106
[20] Karaşin, A.G. (1986) Sermaye Piyasası Analizleri, Sermaye Piyasası Kurulu, s.36
[21] Damodaran, A. (2002) , s.515
[22] Ercan, M.K. & Öztürk, M.B. &
Küçükkaplan, İ. & Başcı, E.S. & Demirgüneş, K. (2006) , s.65
[23] Damodaran, A. (2002) s.522
[24] İvgen, H. (2003) , s.128
[25] Tevfik, A.T. (2005) s.235
[26] Gürbüz, A.O. & Ergincan, Y. (2008) , s.175
[27] Damodaran, A. (2002), s.527
[28] Damodaran, A. (2002) s.530