Beklentiler piyasaları şekillendiriyor...
Prof. Dr. Emre Alkin
İnsan psikolojisi hem anlaşılabilir ve hem de anlaşılması zor tepkiler yaratabiliyor. Bu sebeple insan karakterinin işin içine girdiği yerde pozitif bilimden bahsetmek mümkün değil. Deney yapma imkanı da yok. Deneme yanılma yöntemleriyle sağlama yapıyoruz. Ekonomiden bahsediyorum tabii ki.
Beklentiler bozuldukça davranışlar değişir. Hem talep hem de fiyatlar sağlıksız şekilde dalgalanmaya başlar. Şu an bu durumu tecrübe ediyoruz. Dolar/TL'de ve Döviz Sepetinde tekrar zirveleri zorladığımız günler başladı. Ayrıca Türkiye'nin CDS Primleri de bir türlü 500'ün altına düşmüyor. Gösterge tahvilin faizi de yükselmeye başladı. Ancak Döviz Kurları kadar sert yükselmiyor.
Sadece Türkiye'de değil, dünyada da işler iyi gitmiyor. Ancak çoğunluk büyük bir yanlış içinde: Herkes piyasalardan iyi bir haber bekliyor. Fakat iyi haber Fed'den ya da IMF'den değil WHO, yani Dünya Sağlık Örgütünden gelecek. Daha önceki yazılarımla pozitif hareketin nereden geleceğine dair bilgi vermiştim. Dolayısıyla önce hasar tespitiyle başlamak gerekiyor.
Tüm uluslararası etkinlikler iptal edilirken, ekonomik kayıplar da her sektörde artmaya başladı. Mesela ABD'nin mevsimsellikten arındırılmış olarak 25 Mart itibarıyla Milli Gelirinin % 3'ünü kesin olarak kaybettiğini söyleyen bir rapor elime ulaştı. Moody's tarafından hazırlanan raporda başka detaylar da var.
Geçen yılın aynı ayına göre ABD'de seyahat edenlerin sayısı 6'da 1'e düşmüş durumda. ABD'nin en önemli şehirlerinde restoran ve eğlence sektöründe doğal olarak geçen yılın aynı ayına göre düşüş oldukça sert olmuş. Neredeyse % 100 düşüş var. Şunu da hatırlayalım, geçen hafta işsizlik maaşı başvuruları 1929 Buhranından beri ABD tarihinin en yüksek sayısına ulaştı. Normalde 200.000'den az seyrederken 3.000.000 'un üzerine çıktı. Elbette bu gelişmenin bir sebebi de Trump tarafından açıklanan yardım paketlerleri.
"Küresel anlamda beklentilerde bozulma var..."
Sadece ABD değil Avrupa ve diğer kıtalarda da olumsuzluk yayılmış durumda. "Çin kendi kendine kurtulur" diyenlerin pek derin düşünmediğini de bize ulaşan bilgiler ve raporlardan anlıyoruz.
Tüm bu gelişmeler neticesinde 2020 büyüme bekletileri şu şekilde değişmiş gözüküyor:
Dünya: % -2.1
ABD: % -2.3
Çin: % -0.1
Brezilya: %-3.5
Ä°ngiltere: %-1.5
Euro Bölg:%-6.5
Maalesef Mart ayında yapılan revizyon sonucunda beklentiler bu şekilde oluşmuş. Bu durumda Türkiye'nin büyüme beklentisini olumlu tutması mümkün değil. Ayrıca 2019 yılının ilk çeyreği oldukça kötü bir performans gerçekleştirdiğimiz için, bu yılın ilk çeyreğinin yüksek çıkmasına aldanmamak lazım. Baz etkisi görümüzü boyamamalı. Dikkatli olalım.
Korona Virüsü bizi düşündüğümüzden çok daha fazla meşgul edebilir. Şu ana kadar Türkiye, salgının daha başlangıç aşamasında bulunuyordu. "Bu hafta zirve yapacak" sözü de doğru değil. Bir gelişmenin zirve yaptığı yer, rakamların düşmeye başlamasından hemen öncedir. Artışların hızı düşse de her hafta zirveye doğru adım adım yaklaşacağız. Sonra da elbette düşüş başlayacak.
Dolayısıyla meseleye gerçekçi bakıp, birkaç ay kapalı kalacak firmalar ve kurumlar ile çalışanları için daha kapsamlı bir planı devreye sokmalıyız diye düşünüyorum.